Hemoroidin en büyük düşmanı: Utanma duygusu! Geç kalınca ameliyat kaçınılmaz oluyor

TwitterLinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı TipiHalk arasında “basur” olarak adlandırılan hemoroidin dünyada oldukça yaygın bir poliklinik başvuru sebebi olarak karşımıza çıktığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Gülden Cancan, utanma duyguları nedeniyle hastaların genellikle ameliyatsız tedavi seçeneklerini kaybettiklerine dikkat çekti.

Hemoroid; anal kanalın en alt kısmında bulunan damar yastıkçıklarının genişleyip şişmesiyle ve aşağı sarkmasıyla gelişen bir hastalık. Anal kanalda yastıkçık görevi gören bağ dokusuyla çevrili damarsal yapıların basınca maruz kalmaları sonucunda genişlemeleri ve gevşemeleriyle oluşuyor. Bu basınç artışı kabızlık, tuvalette uzun süre oturmak, ıkınmak, hamilelik ve obezite gibi nedenlere bağlı olarak gelişiyor.

Hemoroidler, bulundukları bölgeye göre iç ve dış hemoroid olarak tanımlanıyor. İç hemoroidler hastalığın ilerleme durumuna göre 1-4 arası evrelendiriliyor ve ilk belirtiler genellikle dışkılama sonrası parlak kırmızı renkte ve ağrısız kanama oluyor. Bunun yanında kaşıntı, makattan dışarı çıkan şişlikler ve ileri aşamalarda ağrı sık görülüyor. Dış hemoroidlerde benzer şikayetler yaşansa da ağrı, kaşıntı ve oturma sırasında rahatsızlık hissi daha ön plana geçiyor.

Hemoroid hastalığının tedavisinde hastanın hem şikayetlerini ortadan kaldırmak hem de yaşam kalitesini artırmak hedefleniyor. Erken evrede tanı konulduğunda ilaç tedavileri, lifli beslenmek, bol su tüketmek ve düzenli egzersiz yapmak gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle hemoroidin kontrol altına alınması sağlanabiliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Gülden Cancan, ileri evrelerde ise cerrahi tedavinin kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, “Sık kanamalı ve ağrılı durumlarda ameliyat etmek en doğru yaklaşımdır” diyor.

İç hemoroidlerde 3. ve 4. evrede veya tekrarlayan şiddetli kanamalı tablolarda cerrahi yönteme başvurmak gerekiyor. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Gülden Cancan, günümüzde gelişen teknoloji sayesinde birçok cerrahi seçeneğin olduğunu belirterek, bu yöntemleri “Hemoroidektomi (klasik cerrahi olarak hemoroid yastıkçıklarının çıkarılması), Stapler Hemoroidopeksi, lazer yöntemleri, THD veya HAL gibi arter ligasyonu (damar bağlama)” olarak sıralıyor.

dönüş sağlayan yeni cerrahi yöntemler ön plana çıkıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Gülden Cancan, ancak her cerrahi yöntemin kendine ait avantajları ve dezavantajları olduğunu belirterek, “Bu nedenle, planlama hasta özelinde yapılıp kullanılacak olan ameliyat tekniği belirlenmektedir. Doğru hastada doğru teknik seçildiğinde ameliyat sonrasında hemoroid nüksleri beklemediğimiz bir durumdur” diyor. Dr. Gülden Cancan, son yıllarda daha çok stapler, THD ve lazer gibi yöntemlerin tercih edildiğini anlatarak, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu yöntemlerin daha az ağrı, hızlı iyileşme ve erken iş gücü dönüşü sağladıkları için avantajlı oldukları söylenebilir. THD, ameliyat sırasında doppler ultrason eşliğinde hemoroidleri besleyen damarların bağlanıp memeciklerin küçülmesinin sağlandığı bir yöntemdir. Doku çıkartılmadığı için iyileşme daha hızlı ve işgücü kaybı kısa sürelidir.”
Haber Kaynak : MILLIYET.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”